Bu Blogda Ara

5 Mayıs 2014 Pazartesi

ANKARA CAZ FESTİVALİ 2014

Ankara Caz FEstivali bu sene Mayıs- Haziran'a geldi diye hayıflanıyordum ama üzerimdeki gereksiz yoğunluk ile yılın yarısını harcadığımı düşündüğümde , pek de fena olmadı benim açımdan ..
Biraz müzik biraz mutluluk ..

Ankara Caz Festivali Programı için   ;
http://www.ankaracazfestivali.com/program.php

Programdan önce, radyoda duyup sesiyle büyülendiğim biri var festivalde, onun kim oldugunu bilmesem de yazıyı yazana kadar bir kaç alternatifi dinleyerek bulmayı planlıyorum. Dediğim gibi önce merak icerisinde olduklarımdan bahsedeceğim.

Ntjam Rosie,
kendisini canlı dinlemedim , sanırım daha önce de dinlemedim , hakkında biraz araştırma yaparken İstanbul Caz Festivalinde  , Hollanda Büyükelçiliği'nin bahçesinde verdiği bir konserle ilgili yazıya da rastladım ki yazıya da buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca konser Cer Modern'de Açık Hava Sahnesinde olacak, yer sıkıntısı ve plastik sandalyeler hariç her şey güzel diyebileceğim bir sahne. ( Dhaffer Youssef Konserinde bolca bahsetmiştim  ) 

Konseri 13 Haziran Cuma günü , 40 TL ve MyBilet linkine buradan ulaşabilirsiniz.
O sırada bunu da dinleyebilirsiniz ; 


Aga Zaryan,
Konser ODTU KKM'de olacak , bilet fiyatlarına baktım kategorilere göre 60 TL den baslıyor en son 30 TL.

Ama asıl yukarda bahsettiğim sesi buldum;

Luisa Sobral,
Bu sesi seviyorum, titreşiminden mi bilmem bana umutlu gelir  ondan da olabilir, Vokal yapmakla beraber, gitar ve arp de çalıyormuş. 
Konseri 28 Mayıs Çarşamba Kemal Kurdaş Salonu'nda, Bilet fiyatları  yine aynı 60 / 40 / 30 TL
Biletler bu linkte 



Bir de 
Torsten Goods,
Dinlediğim youtubedaki videolardan pek etkilendiğimi söyleyemem fakat canlı performansa gelince iş değişir, Caz festivaline geldi diye tarz değişirse  keyifli bir konser olur diye düşünüyorum.



Gelelim diğer konserlere ,

Kerem Görsev Trio - Ayhan Sicimoğlu, Konuk Sanatçılar: Suami Ramirez ve Elif Cağlar;
Ayhan Sicimoğlu olması beni biraz endişelendirse de  konuk sanatçılar sebebiyle keyifle dinlenilecek
konserdir.
15 Haziran Pazar 2014 saat: 20:00 ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Çim Amfi'de gerçekleşecek konserin biletleri 50 TL.

İlhan Mimaroğlu Anma Konseri: Ayşegül Kuş Durakoğlu - Kerem Görsev;
Kerem Görsev'li bir konser daha .. 
14 haziran cumartesi 2014 saat: 20:30 Bilkent Konser Salonu'nda Balkonlarda 30 TL, salonda 40TL Biletler burada

Meltem Ege Quintet feat. Cansu Nihal Akarsu -10. Nardis Genç Caz Vokal Yarışması Finalisti ;

Hv.K.K. Cazın Kartalları Yıldızlar Geçidi
Geçen sene Melis Sökmen ile beraber açılısı yapan HV.K.K. Cazın Kartalları Orkestrası bu sene Yıldız İbrahimova, Zuhal Olcay, Jülide Özçelik, Sibel Köse ile beraer açılış konserini gerçekleştirecek.
MEB Şura'da 7 Mayıs'ta olan konserin biletleri 75 /  50 / 30 TL aralıgında.
Biletler burda.



29 Nisan 2014 Salı

Telvin Ankara


Uzun zamandır , tabi ki istemediğim sebeplerden (bakınız iş) konserlerden uzak kaldım. 
Hıı sanki çok mu takip ediyordun diyecek olursa , en azından bir baleye operaya gidiyordum =) 
Ya da konser zamanlarını yazıyordum.

Neyse ..

Bugun akşam Telvin Konseri var , Route'da..

Route ile ilgili herkesten olumlu şeyler duymakla beraber , Şubat aylarında bir arkadasın doğum günü vesilesi ile blues yapan bir grup dinlemiştim, akustiğinden de memnun kalmıştım.

Gel gelelim konuya;

Konser saati 21.30 verilmiş ama kapı açılışı olarak değerlendirilebilir diye düşünüyorum.

Biletler girişte alınıyor.

Route Kızılay'da Selanik 2 caddesi No: 70 'de


ERKAN OĞUR

TURGUT ALP BEKOĞLU

ALP ERSÖNMEZ

ÇAGRI SERTEL'in yanı sıra 

SARP MADEN

VOLKAN ÖKTEM'de konserde yer alacak.

Doya doya müzik

24 Şubat 2014 Pazartesi

Nadishana & Kuckhermann Duo


Ankara Caz Festivali'ni bekleye duralım , ne zaman olacak yahu sesleri cıkmıyor derken , ankara caz festivali  web sitesinde bununla karşılaştım.
Girişler ücretsiz , diğer bir değişle "serbest"  =)

"28 Mart 2014 Saat: 20.00 Yer : Goethe-Institut Ankara, Atatürk Bulvarı, 131 Bakanlıklar-Ankara Giriş serbesttir."



Kimdir ? diyenler için bir video





Nerede Benim Caz Festivalim ?



Hasretle bekledigim Ankara Caz Festivalinin bu yıl düzenlenecek olan 17.si  Mayıs Haziran aylarına ertelenmiş , seçimler  ve gündem yoğunluğu sebebiyle demişler.


Gözümüzü Mart-Nisan arası olan "Ankara Müzik Festivali"ne dikmekte fayda var diyorum..

Duyuracağım

24 Ocak 2014 Cuma

Bir Öykü Kitabı Okudum ...

Nazlı Eray , kitabıyla tanısmam da ayrı bir hikaye ..

Ne okumak istediğime karar veremiyorken  ,yakın bir arkadasımın önerisiyle kendisinin kitabıyla tanıştım. Kitabı çok bekledim , edindim , başlamak icin bekledim .. Okudum bitirmek icin bekledim .. Bitirdim , yazmak için bekledim. 
Kitabı hep bekledim. 
Aslında diger kitaplarını okuyup mu bir şeyler yazmalıyım, yoksa şimdi mi kararına varamadım , fakat "Bekleme Ustası " olamadım ..

Kız Öpme Kuyruğu'nu okudum , Laz Bakkal'la başladı ilk öyküsüydü kitabın. İlk sayfayı bitirdiğimde kitabın kadın ağzıyla yazıldıgının farkına vardım, vardım da buna neden şaşrdığımı düşündüm bir zaman. 
Sürekli erkek yazarları mı okumuşuz? Başarılı öyküleri kadınlara yakıştıramadık mı yoksa? Yoksa kadın olarak bile bir erkeğin ağzından mı yazılmasını bekliyorduk ? Ben yazsam bir erkek gibi mi yazacaktım . Orada bir adam bir kadına aşık olacaktı , ve aşık olunan kadını erkeğin dilinden mi dinlemek istedik, kendisinden adamı dinlemek yerine? Nedendi bunlar? 
Böyle başladı kitap ..

"Bekleme Ustası" olan kadın mı dersiniz bir anda kendisini iki adam arasında bulan, yoksa bir aklı günümüz zavallısından biraz daha ince olan bir Aşık'ın  yol kenarında durup türküsünü söylerken  varmışcasına  çaldığı sazı için , genç bir adamın ondan korkan sevgilisini güvende tutmak(!) adına hırpalayıp trenden attığındaki  incinmişliğini "beni trenden attıklarında düştüm sazım kırıldı, artık çalamam" demesini mi dersiniz , bilmem. Bitirmemek için olması gerekeni yaptım ben .. Sanki başka kitabı yokmuş gibi. Var elbet de benim bu kitapla aramda başka bir şey var artık.

Kitabı aldıgımda üstüne not yazmışım 
"Çok Bekledim ... 20.06.2013 "
Kitaba geç başladım , bir solukta okuduktan sonra bu notun altına yüzümde bir gülümsemeyle bir not daha düştüm
"Beklediğime değdi .. 20.12.2013"

17 Ocak 2014 Cuma

Fazıl Say - İlk Şarkılar Ankaradaydı



Albümü edinmek için ne hallere düştüğümü yazmıştım , ama konserin duyurusunu dahi yapamadım.
Son anda konsere gittim.
Konser Yenimahalle, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ndeydi , bu salonla ilgili yazdıklarım  buradaki gibi, hala aynı fikirdeyim. Akustik kötü, tasarım kötü , gelişigüzel bir tasarım , 1600 kişilik salon sadece 2 tane tuvalet , tek çıkış kapısı , 4 katlı fakat tek çıkış kapılı otopark .. Tekrar etmek istemedim ama dayanamadım.
Yine de bir, sıfırdan büyüktür yaklaşımını elden bırakmamak lazım Ankara'da yaşıyoruz.

Dinleyicilerden de bahsetmek isterim. Ankara'da görebilieceğinzi en "nerede alkışlanması gerektiğini bilen" dinleyici kitlesiyle beraber dinlediğim için çok mutluydum, çünkü böyle bir sorunumuz var, öyle yerlerde alkışlıyoruz ki , genellikle eserlerin en can alıcı yerlerini kaçırıyor oluyoruz. Her yükselmeden sonra bir alkış kopar ve sonraki  bir kaç cümleyi duymanız mümkün olmaz , bunu yaşamadan bir konser dinlemek de çok keyifliydi.
İnsanlar yer sorunu yaşadı , o kadar çok insan vardı ki , ve gelmek isteyen ve gelemeyen o kadar çok insan.
İyi ki var!
Biraz da ders olması gereken yönü var bu konserlerin , ısrarla göremeyenlere olması gereken bir ders.

Gel gelelim konsere ;
Fazıl Say , G.Gershwin ile başladı , arkasından "Ses" (Opus 40) , bir çok kez dinlemem rağmen ilk defa canlı dinledim. Bu eser benim dinlemekten kendimi alamadığım bir şeye sahip , henüz bir kelimeyle ifade edemiyorum fakat , bende bir süreklilik hissi uyandırıyor.
Sonrasında Kara Toprak ile devam etti . Sonra "Bodrum" (Opus 42) ..

Sonra Serenad Bağcan ile İlk Şarkılar'a başladılar .
Bazı şarkılarda albüm kaydından daha hisli olduğu bile söylenebilirdi , ama albüme aşık olmuş bir dineyici olarak tek bir şey söylerim ki ; albüm kadar konser de aklımı başımdan almaya yetti.

Cemal Süreya'nın Dört Mevsimi'ne tutuldum bir kaç gün hiç bir şey yapamadan dinledim , dedim ya aklımı başımdan aldı diye , Fazıl Say Dört Mevsim'den ve Cemal Süreya 'dan kısaca bahsetti ve onu seslendirdikleri sırada kalbimin duracagını sandım . Evet bu şarkı aklımı başımdan alan bir duyguya sahip ve evet bunu iyi ki Serenad Bağcan söylemiş.
İyi ki şimdi bu albüm çıkmış , 20 yıl önce değil!

Diğer şarkılar , Can Yücel- Sardunya'ya Ağıt , Pir Sultan Abdal - Sordum Sarı Çiğdeme.. Hepsi birbirinden keyifli ve ne kadar CD'den dinlemiş olursanız olun , hayatınızda bir kere canlı dinleyin.
Sadece umarım daha iyi bir salonda dinlersiniz .


Şairlerle iligili , albümde de yazan durumu anlattı Fazıl Say , bu insanlar babamın arkadaşıydı , ben 7-8 yaşlarındayken onlar otururken yanlarında uyurdum , dinlerdim , onlarla büyüdüm dedi. Şairler "babamın arkaşlarıydı" diye anlttıktan sonra konu Ömer Hayyam olunca "babamın arkadaşı değil ama benim" dediği zaman, o salonda olmalıydınız derim işte ..
Muhyiddin Abdal'ın şiiri olan "insan"  için "400 yıl önceden gelen melek" dediğinde diğer vokaller ve enstrumanlar olmadan nasıl acaba diye düşünmeye başlamıştım ki, bu performansı gözümü kırpmadan izledim.

Konser boyunca bir şeyi farkettim ki , bir gün müzik dinlerken insan bir anda delirebilir. Bu başka bir şey , bir keyif değil bir his değil, başka bir fizyolojik durum.
Dinlerken dedim ki "Yaşıyorum! Ve yaşamaktır aşk! Yok yok.. Müziktir aşk! Yok; yaşamaktır müzik!"
Kafam karıştı sonra .. Aklımı başımdan aldı konser , kısaca. Albüm gibi..

Enfes bir konserdi , bulun gidin , eğer Anadolu Turnesi'ne denk gelemediyseniz yakın şehirlere gidin ama bunu orda yaşayın, orda dinleyin iliğinize kadar Cemal Süreya , bütün titreşimleriyle Can Yücel'i içinizde duyun.

Ve ayrıca  , Fazıl Say ve Serenad Bağcan , ellerinize sesinize müziğnize ruhunuza sağlık. İyi ki varsınız!

Dolaylı da olsa çok ütopik bir beklenti olacak ama umarım bir gün Devlet eliyle sanat olmaz diyenler, Devletin ve diğer kurumların desteğinin çekilmesine ses cıkarmayanlar,  kenara çekilmiş sessizce izleyenler, bu yanlısın farkına geç olmadan varırlar.
Geç olmadan,  desteklenmemeye çalışılan şeyin ne demek oldugunun, sonuçlarının neler olacağının , çocuklarımıza gençlerimize ne kadar eksik bir yaşam sunacağımızın farkına varırlar , umarım.
Bizler ise , varsa destek olalım , elimizden alınmaya çalışıldıgında sessiz kalalım davranısından uzaklaşıp daha fazla sahip çıkmalıyız.
Ve ne zaman anlarız bilmiyorum ama eklemekte fayda görüyorum;
"Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir"
M. Kemal Atatürk

Seda A.
17 Ocak 2014

12 Kasım 2013 Salı

Fazıl Say İLK ŞARKILAR

     
     Ekleme :
Bu yazıyı yazdıktan hemen bir gün sonra D&R daki arkadaslara paketleri biraz da hızlıca açtırarak  CD'me kavuştum ...
Ben simdi nasıl anlatayım Cemal Süreya'nın "Dört Mevsim"ini ..
Edinin muhakkak .. 
Ankaradaki D&R icin  ise bir kaç teşekkür gerekiyor sanırım ; bu kadar keyifle iş yapan insanların kitapçılarda çalışması ne kadar güzel tesadüf ..
İlk önce (dün ve bugün) Bilkent'i aradım , oradaki arkadas numaramı alıp "ben bir sorayım hangi şubeye ulaşırsa, oradan sizi arasınlar ; eğer isterseniz bugun şubelerden birine gelirse yarın bizim şubemizden de edinebilrisiniz, telefon ederseniz yarın icin getirtiriz" dedi.. 
Sonrasında giriş yapılan şubeden telefon ettiler "kargolar elimize ulaştı adınıza ayırıyoruz , gelip alabilirsiniz" diye .. Bu arkadaslara orda oldukları icin tesekkür ederim ..
Gittim aldım , ama bu keyifli alışveriş için D&R 'ın keyifli kadrosuna teşekkürü bir borç bilirim ..
Saygıyla 


Gün içinde 2 kere D&R 'ı arayıp , internette bol bol arama yaptıgım album.. Aslında Ada Müzik'ten 1 Kasım tarihinde çıkmasını bekledigimiz albüm olarak da tanımlayabiliriz. D&R'a göre sisteme giriş yapılmış lakin  ellerine ulaşmamış ..

Kimler var ilk şarkılarda ..hemen ondan öncesinde , bugunkü heyecanımın sebebini anlatacağım ..

Aslında bu projeyi bir kaç konserde izlemek istedim ama aksilikler üst üste geldi ; Marmaristeki konsere yetişemedim ve 1 gün sonra izin alabildim ..
Antalya Piyano Festivali'ndeki konsere bir sebepten gidemedim ..
Ankara dersek , zaten çok zor burada dinlemek değil mi ? Fazıl Say'ın sık sık (yılda 2 ya da 3 ) gelmesine rağmen , kendi eserlerini ondan dinleyemediğimiz memlekettir Ankara, ya.. Bu sebeplerden albümün çıkacağı güne saklamıştım merakımı ve bir kez olsun youtubeda aramadım ; hakkındaki yazıları okumaktan başka bir şey yapmamıştım.

Ne diyorduk efendim ,
Bir iki kez dinleme fırsatını kaçırıp , albüm çıkacak ne de olsa diye bekliyordum , ama şu gün şu heyacan ile bekliyor olacagımı tahmin etmezdim , bu kadar keyifli bir ses  bu kadar keyifli bir müzik .. Bekledigimin
üstünde bir müzikle karşılaşınca heyecanım katlanılmaz oldu haliyle . Ama teşbihte hata olmasın , beklediğimin üstünde derken , daha az başarı daha az uyum daha az müzik beklediğimden değil , hayal edebildiğimin daha az oldugundan..Çok güzel şiirler , çok güzel bir ses ; Serenad Bağcan ..

Tarif edilemez bir heyecan ..

Kimler var albümde  diyordum ;
Şu videoda ilk duydugunuz "Dört Mevsim" ; Cemal Süreya .. Başa alıp alıp dinledim , burada bulunan "şarkı"ların burada bulunan kısımlarına yeteri kadar hakimim diyebilirlim ..

http://www.youtube.com/watch?v=JizmVxjv3mI



I - Metin Altıok, Düşerim
II - Ömer Hayyam, Akılla Bir Konuşmam Oldu
III - Cemal Süreya, Dört Mevsim
IV - Metin Altıok, Bu Kekre Dünyada
V - Can Yücel, Sardunyaya Ağıt
VI - Pir Sultan Abdal, Sordum Sarı Çiğdeme
VII - Orhan Veli, Efkârlanırım
VIII - Orhan Veli, İstanbul'u Dinliyorum
IX - Nâzım Hikmet Ran, Memleketim
X - Muhyiddin Abdal, İnsan İnsan

Şöyle bir baktığımda , en çok Sardunyaya Ağıt'ı merak ediyorum ; "Çiçek demire vurulurİkindiyin saat beşte.."

Kimler çaldı ?

Fazıl Say ve Serenad Bağcan’a

Çağ Erçağ ( viyolonsel),
Bülent Evcil (flüt),
Pelin Halkacı Akın(keman),
Aykut Köselerli (vurmalı sazlar),
Hakan Güngör (Kanun) eşlik etmiş ve tabi ki Gezi Parkı olaylarıyla beraber sosyal medya ve muhalif medya aracılığıyla pek çok kez dinlediğimiz aslında daha eski olduğunu bildiğimiz Muhyiddin Abdal’ın “İnsan İnsan” isimli şiirinde ki vokalleriyle

Cem Adrian,
Güvenç Dağüstün,
Burcu Uyar
Selva Erdener 'i de duyuyoruz.

Uzatmıyorum ve Fazıl Say 'ın önsözünü aktarıyorum .. Hadi vira .. Albümü bir kaç gün içinde edinebiliriz umarım ..
Fazıl Say'ın önsözü ;
Türkiye’deki Sanatseverler ile,  bir yorumcu olarak yüzlerce- binlerce kez buluştum, klasik müziğin en mühim bestecilerinin eserlerini tüm Türkiye’de seslendirdim, bunun yanında kendi bestelerim, gerek piyano için, gerek Oratoryolarım  (Nazım ve Metin Altıok) ve gerekse Senfonilerim  (İstanbul Senfonisi, Mezopotamya ve Universe) ile pek çok konserde yine kitlelerle buluştuk.
En büyük merakım şiir okumaktır. Ben şairlerin arasında büyüdüm. Cemal Süreya, Metin Altıok babamın çok yakın dostlarıydı, amcam kadar yakınlardı, onların o yıllarda  Ankara’da Tavukçu lokantasında uzun sohbetlerine hep şahit oldum, vakit geç olunca beni sandalyelerin üzerinde uyuturlardı.1970’ler Ankara’sı… 7-8 yaşımdaydım.
Bu şairleri bestelemek benim için hep büyük bir zevk, büyük bir onur, büyük bir yaşam görevi olmuştur, şarkı albümlerim nice farklı  şiir, nice farklı şairler ile  devam edecektir.
Şunu söylemeliyim ki, yaklaşık 20 yıl önce bestelemiş olduğum bu şarkılarım ile Türk müzikseverlerinin karşısına çıkmak benim için “özel” bir durumdur. Bu gecikme için özür dilerim. Aynı şekilde; Bu şarkılarımın, ülkemizin en sevdiği müzik formu olan “şarkı” hususunda da, Türkiye’nin müziği açısından özel bir yere oturacağını ümit ediyorum.
Bu şarkılara uygun sesi – (yorumcuyu)  bulmak çok uzun zaman aldı benim için. Çünkü sadece müziği değil, şiiri de mükemmel yorumlayabilen bir soliste ihtiyacım oldu, ve yıllarca aradığım sesi bulamadım.
1994 yılında şarkılarımı o yıllarda yaşadığım Berlin’de bestelemiştim,  (birinci versiyonudur) o zamanlar Pınar Demirel ile şarkıları Almanya’da pek çok konserde seslendirmiştik. Pınar ile yolları ayırdıktan sonra,  bu 20-30 şarkıdan Nazım Hikmet’e ait olanlar 2001’de NAZIM ORATORYOSU’nun, Metin Altıok’a ait olanlar ise 2003’de METİN ALTIOK AĞITI’nın temellerini  oluşturdu.Şimdi 10 şarkı derledik,  Serenad hanımı çok beğeneceğinizi ümit ediyorum.
İlk kez şarkılarımla sanatseverler ile buluşmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyorum.