FAZIL SAY'A İMZALARLA DESTEK
Bu konuda bir kaç yerde imza kampanyası var, mümkün oldugunca katılmanızı temmenni ederim.
Uluslararası destek icin: http://supportfazilsay.com
Ne olursa olsun zaman bu ayıbı unutmayacak, onlarca eser üreten, çeşitli ülke ve sehirlerde yılda 100 den fazla konser veren ve insanlık bilim tartışırken orta çağı konuşuyor olmamıza rağmen Türkiyeyi tanıtan bu adama, begendigi ya da katıldığı bir rubai yayınladı diye -kaldı ki bu onun kendi söylediği ya da yazdıgı bir sey de olabilir- böyle bir dava acılmamalıydı.
Bu Ülkemin ayıbıdır, baskı politikasıdır, korkudur yıldırmadır.
İnanan insan inandığını söylediğinde ve inanmayanalarla ilgili onlarca lakapla ve hakaretle konustuğunda bir sorun yok, ama baska biri cıkıp inanmadığını söylediginde inanca saldırı? Özgürliktü nerde kaldı? İleri demokrasiydi de kime demokrasi?
Bu ileri demokrasi ya o kadar ileriydi ve aldı başını gitti ya da geride olanlar icin ileriydi ki bizim gerimizde kaldı.
Ne olursa olsun bu ayıp unutulmayacak, bu davadaki amaç Fazıl Say değildir, onun üzerinden hepimizin üstüne salınan korkudur, iktidar savaşıdır.
Konu inanmak inanmamak ya da bunu savunmak değil de yeri gelmişken inanmamak da bir inanç işidir, bunu da belirtmekte fayda var..
Zira konu inanmama hakkını savunmak olmamalıdır da , burası Turkiye yuzyıllar önesidne yazılan rubaiyi paylasmanın cezası bir bucuk yıl hapis istemiyle yargılanmak,bahane mi yok ülkemde, ya herkesin tanıdığı başka sanatçılar da ses yapar uyuyan güzide insanımı uyandırırsa? bu korku , bazıları icin ecel korkusundan öte geçmiş durumda, bunu görüyoruz.
Kimisi "o sanatçı, bu konularda yorum yapmamalı , işini yapmalı" diyor, asıl sorun bu zaten .
Fikir beyan etmek sadece siyasilerin işiyse eğer pek değişken bu durum icinde örselenir dururuz.
İnsanın kişiliği, beğenileri, inanç ve görüşleri doğrultusunda oluşan fikirleri vardır ve yetenekleri olduğu icin mesela, bunları dile getirmekten kaçınması gerekmemelidir.
Kişi sahip olduğu fikre rağmen özel bir yeteneği olduğu icin , muzik yapabildigi icin uretebildigi icin ya da tanındığı icin susarsa her gelene göre değişenlerden farkı kalmaz .
Ayrıca sanatçıdır yol gösterecek örnek olacak insan, ilk önce o fikrini söyleyecek, tek işi beste yapmak olamaz ya da bir enstrumanı çalmak olmamalı, düşünmeye sevk etmek olmalı.
Karşı fikrin savunucularına aynı şeyi yineliyorum ; insandaki hiç bir özellik onun fikrini söylemesini engellemez.
Bahsi geçen Rubai'nin sahibi 1048 yılında doğmuş, 1131 yılında ölmüştür.
Padişah ferman buyursun tez vakitte kalan kemikleri bulunsun , okuyanların başı vurulsun, paylaşanların hapsi istensin, kitapları toplansın yakılsın!
Not: Keşke ne dediğini anlasaydık
"Öğretmenler, cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister." M.K Atatürk
Hakkında, ''halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağıladığı'' iddiasıyla 1,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanan piyanist ve besteci Fazıl Say için, Fazıl Say'a Destek Girişimi tarafından bir imza kampanyası başlatılmıştı , destek olun. Bu hepimizin ayıbıdır.
Ne olursa olsun zaman bu ayıbı unutmayacak, onlarca eser üreten, çeşitli ülke ve sehirlerde yılda 100 den fazla konser veren ve insanlık bilim tartışırken orta çağı konuşuyor olmamıza rağmen Türkiyeyi tanıtan bu adama, begendigi ya da katıldığı bir rubai yayınladı diye -kaldı ki bu onun kendi söylediği ya da yazdıgı bir sey de olabilir- böyle bir dava acılmamalıydı.
Bu Ülkemin ayıbıdır, baskı politikasıdır, korkudur yıldırmadır.
İnanan insan inandığını söylediğinde ve inanmayanalarla ilgili onlarca lakapla ve hakaretle konustuğunda bir sorun yok, ama baska biri cıkıp inanmadığını söylediginde inanca saldırı? Özgürliktü nerde kaldı? İleri demokrasiydi de kime demokrasi?
Bu ileri demokrasi ya o kadar ileriydi ve aldı başını gitti ya da geride olanlar icin ileriydi ki bizim gerimizde kaldı.
Ne olursa olsun bu ayıp unutulmayacak, bu davadaki amaç Fazıl Say değildir, onun üzerinden hepimizin üstüne salınan korkudur, iktidar savaşıdır.
Konu inanmak inanmamak ya da bunu savunmak değil de yeri gelmişken inanmamak da bir inanç işidir, bunu da belirtmekte fayda var..
Zira konu inanmama hakkını savunmak olmamalıdır da , burası Turkiye yuzyıllar önesidne yazılan rubaiyi paylasmanın cezası bir bucuk yıl hapis istemiyle yargılanmak,bahane mi yok ülkemde, ya herkesin tanıdığı başka sanatçılar da ses yapar uyuyan güzide insanımı uyandırırsa? bu korku , bazıları icin ecel korkusundan öte geçmiş durumda, bunu görüyoruz.
Kimisi "o sanatçı, bu konularda yorum yapmamalı , işini yapmalı" diyor, asıl sorun bu zaten .
Fikir beyan etmek sadece siyasilerin işiyse eğer pek değişken bu durum icinde örselenir dururuz.
İnsanın kişiliği, beğenileri, inanç ve görüşleri doğrultusunda oluşan fikirleri vardır ve yetenekleri olduğu icin mesela, bunları dile getirmekten kaçınması gerekmemelidir.
Kişi sahip olduğu fikre rağmen özel bir yeteneği olduğu icin , muzik yapabildigi icin uretebildigi icin ya da tanındığı icin susarsa her gelene göre değişenlerden farkı kalmaz .
Ayrıca sanatçıdır yol gösterecek örnek olacak insan, ilk önce o fikrini söyleyecek, tek işi beste yapmak olamaz ya da bir enstrumanı çalmak olmamalı, düşünmeye sevk etmek olmalı.
Karşı fikrin savunucularına aynı şeyi yineliyorum ; insandaki hiç bir özellik onun fikrini söylemesini engellemez.
Bahsi geçen Rubai'nin sahibi 1048 yılında doğmuş, 1131 yılında ölmüştür.
Padişah ferman buyursun tez vakitte kalan kemikleri bulunsun , okuyanların başı vurulsun, paylaşanların hapsi istensin, kitapları toplansın yakılsın!
Not: Keşke ne dediğini anlasaydık
"Öğretmenler, cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister." M.K Atatürk
Hakkında, ''halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağıladığı'' iddiasıyla 1,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanan piyanist ve besteci Fazıl Say için, Fazıl Say'a Destek Girişimi tarafından bir imza kampanyası başlatılmıştı , destek olun. Bu hepimizin ayıbıdır.
"Fazıl Say bu ülkenin yetiştirdiği ender değerlerden biridir. Sanal ortamda “tweet “ ve “retweet” denilen yazışmalar nedeniyle hakkında soruşturma açılmış olması, 1,5 yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanıp İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi, demokrasiye, insan haklarına, düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı, dahası utanç vericidir. Kaldı ki sanal ortamdaki o yazıları okumak ya da okumamak bireyin tercihine kalmıştır. Sadece uluslararası arenada değil, kendi ülkemizde de bu utancı hiçbir savcının, hiçbir mahkemenin bize yaşatmayacağına inanmak istiyoruz. Başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere, laiklik, çağdaş hukuk devleti gibi demokrasinin gereği olan kavramlarla uyuşmayan bu girişimin derhal durdurulması konusunda tüm hukukçulara, sanatseverlere ve kamuoyuna çağrıda bulunuyor, bu amaçla Fazıl Say’ın yanında olduğumuzu belirtip, ülkemizin aydınlık düşünceli insanlarını, tüm kamuoyumuzu imzalarıyla destek vermeye çağırıyoruz."
Say, bugün twitter aracılığı ile konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu: "Benim için olan bu imza kampanyasının çoğalmasını bekliyorum. Sanatsever insanlarımızın da sayısının az olmadığını hissetmek istiyorum. İmza kampanyasına destek olmanız önemlidir... F.Say, haksız yere cezalandırılmamalı. Hukuğu savun, insan haklarını savun, kendin için de savun. 1,5 yıl hapsim istenen, bu haksız dava karşısında, sanatçıların başlattığı imza kampanyasına tesekkür ederim. Siz de katılın lütfen.
Girişime destek olmak isteyenlerin bildiriyi imzaladıklarını belirterek sercan.aycan@andante.com.tr adresine göndermeleri gerekiyor.
Aynı zamanda, aşagıdaki adresten de destek verenlerin listesine ulasabilirsiniz...
