Bu Blogda Ara

26 Nisan 2012 Perşembe

Sahip Çık!! Hangisine mi?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın repertuar belirleme
yetkisini bürokratlara veren yeni yönetmeliğe karşı tepkiler icin
Belediye Baskanının acıklaması:
 "Bir kişi tespit etmeyecek. Demoktratik olacak.
Belediye aktif olarak işin içinde olmayacak. Herkes işini yapacak.
Büyükşehir Belediyesi'nin müdahale edeceği ifade ediliyor. Doğru değil.
Hemen farklı yorumların getirilmesinden üzüntü duyuyorum.
Sanatçıların hassasiyetini anlıyorum ama bu müdahale değil.
Muhsin Ertuğrul hayatta olsa kendisine teslim ederdik.
Kurulda sanatçılar da var. 1 kişi yerine 7 kişilik bir kurul seçecek.
İkisi belediyede sanattan sorumlu kişiler olacak.
Yönetmen diye artık bir şey yok, bir kişiye göre değil,
demokratik olacak. Şimdi repertuarı beraber değerlendirelim diyorum.
Buna ihtiyaç vardı çünkü. Belediye aktif olarak işin içinde olmayacak.
Herkes işini yapacak."

Bu acıklamanın icinde Demokratik kelimelerini bulun, ya da gereksiz
tekrardan kaynaklı anlatım bozukluguna
sebep olan kelimeyi mi demeliyim?!!!

Bir yerde bir kelime fazlaca soyleniyorsa ,
biraz bizim işbilmezliğimizden, ya hu bu kadar tekrara ne gerek var diye
dusunmedigimizden...
Aslında işbilmezligimiz , bir kısımla sınırlı değil,
bazı muhalif kesim ya da yandaş arkadaşlar tarafından, karşı cıkanlar
hic bir sey begenmemekle, art niyet olmadıgından dem vurularak
suclanacaklar, yine bazılarımız
kraldan cok kralcı olacagız...

Bunun burasında bu soz var şuna dokunur, bence bu da
bu yuzden gocunur diye eserleri toplamaya baslamanın vaktidir oyle mi?
biz sanırım daha toleransı yuksek bir millettik,
Huysuz Virjin adında gece yayınlanan programlarımız vardı 90'larda,
simdi filmlerimiz oyunlarımız eserlerimiz "ahlaka uygun" olmamakla
filtreleniyor, peki, gittikce artan muhafazakarlıgımızla beraber gittikce
artan 3 kişinin 1 kadına tecavuzunu
gosteren dizilere merakımız ,evlilik dısı cocugu oldugu icin "herseyin
cok zor" oldugunu
empoze etmeye calısan
ya da
"başında erkek olsaydı", "kadın basına karısılmaması gereken işler"
isimlerinden uzak olmayan yapıda sunulan
adı herneyse, o dizilere olan gizli meyilimiz? Ha bir de 14 yasında
kocaya verilen kızları anlatan aşiret dizileri..
Bir şey ifade etmiyor mu?

Peki Çeçenistan Halkını uyutmak icin Devlet Başkanının kullandıgı 3
yontem (şeriat, futbol, eglence)
baslıklı haber?

Hala mı etmiyor?

Peki, Fransada yapılan ankete gore, memleketimde sag tarafta olan
yurdum insanının
Fransa da olan Türklerin,
sadece %2 sinin sagı destekledigini, geri kalanın sosyalist seçmeni
destekledigi haberi?
Yine mi tık yok?
Peki Fransa Müslüman Halkın cogunlukta oldugu bir yer olsaydı
(Müslüman Devlet demiyorum, çünkü malesef devletin dini oldugunu
sananlar var
bunu acıklamak geregi hissettim) inanıyorum ki o zaman da İslamcı
tarafın oy oranını yukseltirdi,
memleketin dini bizden olmadıgı zaman siyaseti alacagımız hizmete gore
degerlendiriyoruz,
eger konuya dahil olan din , bize aitse sorgulamak yok.
Hala mı yok?

Cami kavgası diyelim? Fazıl Say a açılan dava?
Yok mu?

E ben daha ne diyeyim ?

9 Nisan 2012 Pazartesi

Netherlands Blazers Ensemble


Hollanda Nefesli Çalgılar toplulugu konseri 8 Nisan Pazar akşamı Meb Şura Salonunda izleyicileriyle buluştu..
Sayı olarak az olan izleyiciler, sanatçıların ilk 2 eserde şevkini kırmış olacak, sonrasında gelen alkışlarla hem bizim hem onların moralleri düzeldi..
Konserin açılış parçasından sonra, gruptan birisinin yaptıgı Türkçe konusmanın hemen ardından bağlama sesini duymayı beklemedigimden olsa gerek dikkat kesildim dinlemeye, "Kavaklar" derlemesiyle konsere başladık,
Aslında herkesle paylaşmak istediigim en guzel eser buydu, ama kayıda basladıgım 1. dakikada fotograf makinamın şarjının bitmesi, salondakii kişi saysının azlığıyla beraber bir üzüntüye sebep oldu, herkesin dinlemesini isterdim.
Konserden bir kaç kötü kayıt ve bir kaç fotograf da paylaşacagım.
Nihavend Longa yı 2 kere caldılar, onlar çaldıkça üflemelilerde, ben yorumldum..
Guzel ve keyifli bir konserdi, konser sonundaki alkışlarla (en azından manevi olarak) telafi eden bir gruba çallmış olmanın bahtiyarlıgı (!) ile ayrıldıklarını umuyorum ...

4 Nisan 2012 Çarşamba

Fazıl Say "SES" Opus 40




Türk Tabipleri Birliği’nin her yıl Sivas’ta yitirdiğimiz insanlarımız anısına düzenlediği Behçet Aysan Şiir Ödülü Gecesi bu yıl özel bir konser ile gerçekleşecek. 9 Nisan’da Ankara’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak etkinlikte dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, yeni projesi “SES” ile yer alacak.

“SES” - Opus 40

İlk bölümünde Bu Aşk Bu Şehir Bu Keder, Ateşçi, Sesler ve Küller adlı Behçet Aysan şiirlerinin, Fazıl Say ve Tülay Günal tarafından seslendirileceği konserin devamında ise Fazıl Say’ın yeni projesi “SES” bu özel ve anlamlı gecede ilk kez izleyici ile buluşacak.Behçet Aysan’ın ”Bir Bahar Dalıyla”, Metin Altıok’un “Odasında Bir Evin” ve Aziz Nesin’in “Sivas Acısı” adlı başyapıtların seslendirileceği “SES” te genç sopranolar Dilruba Bilgi, Nihan İnan ve Senem Demircioğlu’na, piyanoda Fazıl Say ve vurmalı sazlarda, İstanbul Senfonisi, Hezarfen Ney Konçertosu gibi Fazıl Say eserlerinden tanıdığımız Aykut Köselerli eşlik edecek . Eserde, piyanonun yanı sıra Ufo, Hapi ve Waterphone gibi farklı enstrümanlar da yer alıyor.

Çağdaş Sanatlar Merkezinde yapılacak olan bu etkinlik, ücretsiz ve saat 18.00 de başlayacak..