Bu Blogda Ara

12 Kasım 2013 Salı

Fazıl Say İLK ŞARKILAR

     
     Ekleme :
Bu yazıyı yazdıktan hemen bir gün sonra D&R daki arkadaslara paketleri biraz da hızlıca açtırarak  CD'me kavuştum ...
Ben simdi nasıl anlatayım Cemal Süreya'nın "Dört Mevsim"ini ..
Edinin muhakkak .. 
Ankaradaki D&R icin  ise bir kaç teşekkür gerekiyor sanırım ; bu kadar keyifle iş yapan insanların kitapçılarda çalışması ne kadar güzel tesadüf ..
İlk önce (dün ve bugün) Bilkent'i aradım , oradaki arkadas numaramı alıp "ben bir sorayım hangi şubeye ulaşırsa, oradan sizi arasınlar ; eğer isterseniz bugun şubelerden birine gelirse yarın bizim şubemizden de edinebilrisiniz, telefon ederseniz yarın icin getirtiriz" dedi.. 
Sonrasında giriş yapılan şubeden telefon ettiler "kargolar elimize ulaştı adınıza ayırıyoruz , gelip alabilirsiniz" diye .. Bu arkadaslara orda oldukları icin tesekkür ederim ..
Gittim aldım , ama bu keyifli alışveriş için D&R 'ın keyifli kadrosuna teşekkürü bir borç bilirim ..
Saygıyla 


Gün içinde 2 kere D&R 'ı arayıp , internette bol bol arama yaptıgım album.. Aslında Ada Müzik'ten 1 Kasım tarihinde çıkmasını bekledigimiz albüm olarak da tanımlayabiliriz. D&R'a göre sisteme giriş yapılmış lakin  ellerine ulaşmamış ..

Kimler var ilk şarkılarda ..hemen ondan öncesinde , bugunkü heyecanımın sebebini anlatacağım ..

Aslında bu projeyi bir kaç konserde izlemek istedim ama aksilikler üst üste geldi ; Marmaristeki konsere yetişemedim ve 1 gün sonra izin alabildim ..
Antalya Piyano Festivali'ndeki konsere bir sebepten gidemedim ..
Ankara dersek , zaten çok zor burada dinlemek değil mi ? Fazıl Say'ın sık sık (yılda 2 ya da 3 ) gelmesine rağmen , kendi eserlerini ondan dinleyemediğimiz memlekettir Ankara, ya.. Bu sebeplerden albümün çıkacağı güne saklamıştım merakımı ve bir kez olsun youtubeda aramadım ; hakkındaki yazıları okumaktan başka bir şey yapmamıştım.

Ne diyorduk efendim ,
Bir iki kez dinleme fırsatını kaçırıp , albüm çıkacak ne de olsa diye bekliyordum , ama şu gün şu heyacan ile bekliyor olacagımı tahmin etmezdim , bu kadar keyifli bir ses  bu kadar keyifli bir müzik .. Bekledigimin
üstünde bir müzikle karşılaşınca heyecanım katlanılmaz oldu haliyle . Ama teşbihte hata olmasın , beklediğimin üstünde derken , daha az başarı daha az uyum daha az müzik beklediğimden değil , hayal edebildiğimin daha az oldugundan..Çok güzel şiirler , çok güzel bir ses ; Serenad Bağcan ..

Tarif edilemez bir heyecan ..

Kimler var albümde  diyordum ;
Şu videoda ilk duydugunuz "Dört Mevsim" ; Cemal Süreya .. Başa alıp alıp dinledim , burada bulunan "şarkı"ların burada bulunan kısımlarına yeteri kadar hakimim diyebilirlim ..

http://www.youtube.com/watch?v=JizmVxjv3mI



I - Metin Altıok, Düşerim
II - Ömer Hayyam, Akılla Bir Konuşmam Oldu
III - Cemal Süreya, Dört Mevsim
IV - Metin Altıok, Bu Kekre Dünyada
V - Can Yücel, Sardunyaya Ağıt
VI - Pir Sultan Abdal, Sordum Sarı Çiğdeme
VII - Orhan Veli, Efkârlanırım
VIII - Orhan Veli, İstanbul'u Dinliyorum
IX - Nâzım Hikmet Ran, Memleketim
X - Muhyiddin Abdal, İnsan İnsan

Şöyle bir baktığımda , en çok Sardunyaya Ağıt'ı merak ediyorum ; "Çiçek demire vurulurİkindiyin saat beşte.."

Kimler çaldı ?

Fazıl Say ve Serenad Bağcan’a

Çağ Erçağ ( viyolonsel),
Bülent Evcil (flüt),
Pelin Halkacı Akın(keman),
Aykut Köselerli (vurmalı sazlar),
Hakan Güngör (Kanun) eşlik etmiş ve tabi ki Gezi Parkı olaylarıyla beraber sosyal medya ve muhalif medya aracılığıyla pek çok kez dinlediğimiz aslında daha eski olduğunu bildiğimiz Muhyiddin Abdal’ın “İnsan İnsan” isimli şiirinde ki vokalleriyle

Cem Adrian,
Güvenç Dağüstün,
Burcu Uyar
Selva Erdener 'i de duyuyoruz.

Uzatmıyorum ve Fazıl Say 'ın önsözünü aktarıyorum .. Hadi vira .. Albümü bir kaç gün içinde edinebiliriz umarım ..
Fazıl Say'ın önsözü ;
Türkiye’deki Sanatseverler ile,  bir yorumcu olarak yüzlerce- binlerce kez buluştum, klasik müziğin en mühim bestecilerinin eserlerini tüm Türkiye’de seslendirdim, bunun yanında kendi bestelerim, gerek piyano için, gerek Oratoryolarım  (Nazım ve Metin Altıok) ve gerekse Senfonilerim  (İstanbul Senfonisi, Mezopotamya ve Universe) ile pek çok konserde yine kitlelerle buluştuk.
En büyük merakım şiir okumaktır. Ben şairlerin arasında büyüdüm. Cemal Süreya, Metin Altıok babamın çok yakın dostlarıydı, amcam kadar yakınlardı, onların o yıllarda  Ankara’da Tavukçu lokantasında uzun sohbetlerine hep şahit oldum, vakit geç olunca beni sandalyelerin üzerinde uyuturlardı.1970’ler Ankara’sı… 7-8 yaşımdaydım.
Bu şairleri bestelemek benim için hep büyük bir zevk, büyük bir onur, büyük bir yaşam görevi olmuştur, şarkı albümlerim nice farklı  şiir, nice farklı şairler ile  devam edecektir.
Şunu söylemeliyim ki, yaklaşık 20 yıl önce bestelemiş olduğum bu şarkılarım ile Türk müzikseverlerinin karşısına çıkmak benim için “özel” bir durumdur. Bu gecikme için özür dilerim. Aynı şekilde; Bu şarkılarımın, ülkemizin en sevdiği müzik formu olan “şarkı” hususunda da, Türkiye’nin müziği açısından özel bir yere oturacağını ümit ediyorum.
Bu şarkılara uygun sesi – (yorumcuyu)  bulmak çok uzun zaman aldı benim için. Çünkü sadece müziği değil, şiiri de mükemmel yorumlayabilen bir soliste ihtiyacım oldu, ve yıllarca aradığım sesi bulamadım.
1994 yılında şarkılarımı o yıllarda yaşadığım Berlin’de bestelemiştim,  (birinci versiyonudur) o zamanlar Pınar Demirel ile şarkıları Almanya’da pek çok konserde seslendirmiştik. Pınar ile yolları ayırdıktan sonra,  bu 20-30 şarkıdan Nazım Hikmet’e ait olanlar 2001’de NAZIM ORATORYOSU’nun, Metin Altıok’a ait olanlar ise 2003’de METİN ALTIOK AĞITI’nın temellerini  oluşturdu.Şimdi 10 şarkı derledik,  Serenad hanımı çok beğeneceğinizi ümit ediyorum.
İlk kez şarkılarımla sanatseverler ile buluşmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyorum.